Uzun bir süre boyunca bir konuya lazerle odaklanıp bölünmeden çalışmaya Odaklı Çalışma denir ve bunun bize iki büyük faydası vardır. Bunlardan ilki başarım, ikincisi ise mutluluktur.
“Genelde odaklı çalışmanın başarım üzerine katkıları konuşulur, bu durum gayet güzel olsa dahi; en az başarım kadar önemli olan bir diğer konuşulması gereken katkı da mutluluktur.”
BAŞARIM
Odaklı çalışmanın başarım üzerine katkıları ve tam tersi olarak bölünmenin başarıma verdiği ciddi hasar fiziksel işlerde kendini apaçık gösterse dahi zihinsel işlerde sonuçları o kadar net göremeyiz.
Bir cerrahın uzun süren bir ameliyatta yapacağı ufak bir hata hayati risk taşır, o yüzden odağını ameliyat boyunca bölünmeden korumalıdır. Öte yandan bir yazılımcı aklında kurduğu sistemi koda dökerken yaşayacağı ufak bir bölünmeden sonra tekrar koduna devam edebilir. İşte bu yüzden zihinsel işlerde bölünmenin kritik zararları pek görünmüyor ve konuşulmuyor. Yazılımcı örneğinde aslında görmediğimiz bir problem var, kişinin zihninde kurduğu tüm mental model bölünme esnasında duman olur. Ve tekrar işine devam etmek istediğinde bir kaç adım, belki on on beş adım geri gidip tekrar kafasında kurmaya başlamalıdır. Bu da haliyle oldukça verimsizdir ve başarımı düşürür. 3 saatte bitecek iş bu tarz bölünmelerle beraber 2 günde bitebilirir. Bu durum hem işe hem de kişinin psikolojine zarar verir.
MUTLULUK
Odaklı çalışmanın mutluluk üzerine katkıları ise bu sefer ne üzerine çalıştığımızdan bağımsız, beynimizin zamanla şekillenmesi sonucu oluşan bir durumdur.
Uzun süreler odaklı çalıştığımızda beynimiz bir ana meseleye odaklanıp kalan ufak meseleleri görmemeyi/ihmal etmeyi öğrenir ve de hayatımıza büyük bir önem ve anlam yükler. Bu da şöyle bir sonuca yol açıyor, uzun süreler odaklı çalışmaya göre şekilleniş beyin hayatımız için anlamlı ve büyük meselelere odaklanıp, bize normalde üzüntü verecek ufak tefek olayları gözardı ediyor. Bu şekilde odaklı çalışmayı beynimize öğretmek genel yaşam kalitemizde inanılmaz bir artış sağlıyor.
Ayrıca odaklanmanın bu pozitif etkilerinin tam tersi olarak bölünerek çalışmak da bizim için sadece nötr bir durum oluşturmakla kalmaz, mutsuzluğu tetikler. Sürekli bölünmeye alışmış bir zihin yaşamımıza dahil büyük bir meseleye odaklanamaz bu yüzden de karşılaştığımız her ufak tefek meseleyi dert edip problem haline getirmeye başlarız. Bu da tahmin edeceğiniz gibi yaşam kalitemizi oldukça düşürecektir.
Bir iş yaparken her bildirimde telefona uzanmak ne kadar boktan bir durumsa, hayatta amaçlarımızı gerçekleştirirken sağdan soldan çıkan önemsiz olaylara kulak asıp reaksiyon göstermek de o kadar boktan bir durumdur.
PÜF NOKTA: Daha mutlu olmak için beynimizi odaklı çalışmayla şekillendirirken çalıştığımız konunun önemi yoktur. Tek önemli olan şey beynin odağının uzun bir süre boyunca bölünmeden tek bir meselede kalabilmesidir. Yani Netflix’de bir film tüketirken sürekli telefonumuza gelen mesajlara bakarak filme verdiğimiz dikkati bölmek de yukarıda bahsettiğim gibi beyni olumsuz yönde eğitip kronik mutsuzluğa yol açar.
Kısaca odaklı çalışma hem iş kalitesini (başarım) hem de yaşam kalitesini (mutluluk) arttırır. Kim bilebilirdi ki sırf uzun sürerek odaklı çalışarak daha mutlu bir yaşam sürebileceğimizi ?